ZARAR ÇOK BÜYÜK!

Karimex Gıda Sanayi Yönetim Kurulu Üyesi,  Ziraat Yüksek Mühendisi Emrah Albayrak, kahverengi kokarca böceğinin fındığa sahil kesimlerinde önemli zararlar verdiğini ve önlem alınmazsa daha kötü sonuçlar ortaya çıkacağını söyledi.

Albayrak, kokarca zararlısının Karadeniz fındığına ve dolayısıyla bölge ekonomisine vereceği zararı anlattı; Orduda 200-250 bin hektar arazide 2b arazileri hariç fındık üretimi yapılıyor. 300 metre altı alt kuşak, 300 metre ile 550 metre arası orta kuşak, 550 metrenin üstü ise yüksek kuşak diye üçe ayrılıyor. Doğu Karadeniz Bölgesi özellikle Gürcistan çok yoğun bir alan olduğu için bu Gürcistan’dan gelen kahverengi kokarcaya doğrudan maruz kalınmıştır. Kişisel araçlarla, otobüslerle, tırlarla ve kamyonlarla bu bölgeye çok hızlı şekilde taşındı ve bu zararlı sadece fındık tüketen, fındığa saldıran bir zararlı değil, aynı zamanda geçen sene diğer bitkilerde, meyvelerde, kivide Karadeniz Bölgesi özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi’nde ciddi bir rekolte kaybı yaşandı. Fakat bu durum çok umursanmadı. Çünkü Türkiye’deki diğer sübjektif konular çok daha önemliydi. İşin geldiği noktada bu zararlı bahçelere yerleşti. Yerleştikten sonra da burada kolonileşti ve burada çok güzel bir besin yatağı buldu. Çünkü bizim bahçelerimiz, bahçelerimizin kenarları, otlaklarımız, bunların tamamı bu bölgede kokarcalar için besin alanıydı. Bu besin alanını keşfettiği zaman ne oluyor? Konaklama sorununu çözdüğünde artık üremeye başlıyor ve kolonisini arttırdı. Geçen sene şansımız bayramlarda köylerimize gittiğimizde kışlaklarımızda böcek istilası ile karşılaştık ve buralarda ilaçlama yapıldı. Bu şekilde kış aylarında baharda ilaçlama yapılmasa daha kötü sonuçlar ortaya çıkacaktı. Özellikle şeker ve kurban bayramında köy evlerindeki manzarayı gördük. Tabi burada köy evine gitmeyen ilaçlama yapmayan, yapamayan bahçesinde, evinde gördüğünde bunları ilaçlamayan vatandaşlarımız da oldu. Bu böcekler kışlaklarda kışı geçirdi. Evlerde, terkedilmiş boş yapılarda, ahırlarda. Sonra bahar gelince buralardan çıkıp bahçelere yayıldılar. Böcek beslenmek için her türlü gıdanın tadına bakıyor.  Kimisini yiyor kimisini yemiyor. Yemese bile kullanılamaz hale getiriyor. Bahçelerdeki böcek istilasının ardından karşılaşılan sorun ürünün kullanılamaz hale gelmiş olması. Ürüne o kadar zarar veriyor ki ürün kullanılamaz hale geliyor. Tabi burada devlet vatandaş işbirliği ile böcek görülen yerlerin ilaçlanması gerekiyordu. Samuray arılarının doğru zamanda doğaya salınması gerekiyordu. İlaçlamada hata yaptık. Arıları salarken hatalar yaptık. Arıları saldık ilaçlamaya devam ettik arıları da öldürdük. Tüm bu hususlarda ne yazık ki sınıfta kaldık. Sonuç olarak şu anda Terme’den itibaren başlayacak şekilde Turnasuyu havzasına kadar olan alanda beklentimiz 0-250 m kadardı ancak bugün itibari ile 0-400 metre arasında çok ciddi böcek zararı var. Böcek zararı 3-5 yıl boyunca bu şekilde yanlış mücadele ile gidersek bu zarar devam edecek. Bu hasat sonundan itibaren, 0-250 m arasında Ordu’da hasat edilecek bahçe kalmadı. Buralarda böceğin yukarıya tırmanmasını, besinin peşinden gitmesini engellemeliyiz. Çok hızlı bir şekilde buralara fenol yakalama tuzakları kurulmalı.  Bu tuzakların içindeki jel böceğe cazip geliyor ve içine girdiğinde böcek dışarı çıkamayacak şekilde bir düzenek var. Bu tuzaklarda toplanan böcekler ve çevresi acilen ilaçlanmalı ve böceğin toplandığı yerde yeniden üremesi engellenmeli. Bu işlem kış ayları gelene kadar 2-3 kez tekrarlanmalı. Bu işlem ciddi bir seyreltme yapacaktır. Belediye kolluk kuvvetleri işbirliği yaparak vatandaşın ihbarı üzerine lokal ilaçlamalar yapılmalı. Bunun 2-3 sene yapılması gerekiyor. Şu anda fasulye, salatalık vb. tarla bitkilerinin yapraklarının altında saklanabilirler. İnsanlar bu ürünleri tüketeceği için ilaçlayamıyor. Bu bölgelerden bu böceği toplum sağlığını etkilemeyecek yerlere çekip yoğun ilaçlama yapmak gerekiyor. Bu sene Ordu'da yapılan fındık tarımının yüzde 15’i zarar görmüş durumda. 200 bin ton fındık üretmesi gereken Ordu'nun yaklaşık 30-40 bin ton fındığı kullanım dışı. Bu genellikle sahil kesimindeki orta kesme doğru üreticilerin fındığı zarar gördü. Bu alan çok fazla geliri yüksek olan insanların yaşadığı bir alan değil. Gelen haberler bu rakamın yükseleceğini gösteriyor. Fındık yarı yarıya zarar görürse, 4 dolardan hesaplarsak 200 bin ton fındık için Ordu ilinin geneline 800 milyon dolar girecekti. 3 dolardan satılırsa 600 milyon dolar tabi satılır ve elde kalmazsa. Yarısı girmezse 300 bin dolar girecek. Ordunun devletten aldığı maaş belli. Ordu büyük bir sanayi, turizm ve devlet memurlarının, devlet tesislerinin çok fazla olduğu bir şehir değil. Yatırımlarını Samsun, Trabzon gibi alan bir il değil. Ordu fındık ekonomisi üzerinden ayakta durmaya çalışan bir şehir. Bu gün Orduda 200 yerine 100 ton fındık olursa 600 milyon yerine 300 milyon dolar bu şehre girerse Ordu ekonomisi büyük bir yara alacak. Bu gelir olmazsa göç olacak, firmalar kapanacak, işsizlik artacak, suçlar artacak, asayiş bozulacak. Çok acil devletin kokarca zararını önümüzde ki yıldan itibaren Tarsim kapsamına alması gerekiyor. Bu zarar 3-5 yıl kolay kolay azalmayacak. 2-3 yıllık yoğun bir mücadele ile azalabilir. Kışın ılıman geçmesi, kar yağmaması bu böcek için uygun yaşam ortamını oluşturuyor. Küresel ısınmanın sonuçlarını görüyoruz. Sınırlarımızı bu tür istilacılardan korumamanın sonucunu görüyoruz. Nasıl bir salgın hastalıkta önlem alıyorsak, tarımsal hastalıkta da, bu şekilde bir istilacı böcek türü için de önlem almamız gerekiyordu. Ancak biz başımıza bir şey geldikten sonra harekete geçiyoruz. Bugün fındığı yiyor yarın Karadeniz yaylarında, ovalarındaki diğer tarım ürünlerini yiyecek. Daha önce biz firma olarak billboardlara ilan vermiştik. Topyekûn mücadele yapılması gerekiyor. Toplumun bu böcekle ilgili bilinçlendirilmesi gerekiyor. Buradaki durum çok kötü.  Başka bir örnek vereyim size. Yurt dışındaki müşterilerimiz, bize Ordu fabrikanızdan o bölgeden fındık göndermeyin. Ereğli fabrikanızdan Batı Karadeniz’den fındık gönderin diyor. Bu şu demek Türkiye’de Batı Karadeniz’deki fındık ihracatçıları ile Doğu Karadeniz’deki fındık ihracatçılarının negatif ayrışacağını gösteriyor. Bu yarın bizden daha kalitesiz daha ucuz olan Batı Karadeniz fındığının Doğu Karadeniz fındığından daha pahalı olacağı anlamına geliyor. Haber: Serap Şensoy